10 Ekim 2017

Barış Sarayı'nda Dilek Ağacı



Vredes Paleis, yani Barış Sarayı. Bina aslında bu ama giriş sadece belli zamanlarda, rehber eşliğinde mümkün. Bizim asıl girebildiğimiz kısım, bahçe kapısının hemen girişindeki güvenlik kulübesi görünümlü yer. Fotoğrafta solda, bahçe kapısının hemen yanında beyazımsı çatısı görünüyor. Hemen önünde bi dilek ağacı var, çok komik geldi, barış için ağaçtan medet ummak:)

"Imagine Peace Wish Tree" yazıyor soldaki metal levhada


Tabi müze küçük bi kulübecikten ibaret olduğu için, giriş ücretsiz. Belgeden ziyade bilgi var burada. Bu binanın ve kurumun tarihini ses kayıtlarıyla ve bir videoyla özet geçmişler. Yazılı bi şey koymamışlar, ses kayıtlarını da kaydedemediğim için bilgileri kaydedemedim. Hatırladığım kadarıyla not düşeceğim, bi de internetten yardım alırım. 

Birinci Dünya Savaşı'ndan önce düşünülmüş barışı amaçlayan uluslararası bir kurumun kurulması.  1899'da, Rus Sir Nicholas'ın öncülüğünde Birinci Den Haag Barış Konferansı, Hollanda Krallığı'na ait Huis ten Bosch'ta toplanmış. 26 ülkeden 100 kadar diplomat, asker, hukukçu, politikacı bir araya gelmiş. Pasifist yazarlar ve bilim insanları da gelmiş Den Haag'a ve toplantılar yapmışlar. Özellikle Bertha van Suttner'e değiniyor sergi. Bu kadın yazarın "Silahları Bırakın" adlı kitabı epey ilgi görmüş. 

Permanent Court of Arbitraiton (PCA) kurulmuş. Google "Daimi Tahkim Divanı" diye çeviriyor, tahkim ise "anlaşmazlıkların hakem yoluyla çözülmesi yöntemi" demekmiş.

1907'de ise İkinci Barış Konferansı düzenlenmiş yine Den Haag'da, 44 ülke katılmış. Şu anda Barış Sarayı olarak bilinen bina ise 1913'te açılmış. Sponsoru Andrew Carnegie, sergide özel bir yer veriliyor kendisine. 


Carnegie bir İskoç, Amerika'ya göç etmiş ailesi, O da orada büyümüş. Çocukluğundan itibaren çalışmış, girişimci olmuş, çelik işine girmiş, milyoner olmuş. "Tam bir Amerikan Rüyası örneği" diye bahsediliyor kendisinden. Paraya para demez olunca, "savaşmayalım konuşarak anlaşalım" diyenler grubuna katkıda bulunmak istemiş, binada bir de kütüphane olması şartıyla, Barış Sarayı'na 1,5 milyon dolar bağışlamış. O zamandan beri dünyanın en geniş kapsamlı hukuk kütüphanelerinden biri buradaymış. Şu anda kütüphane bu saray görünümlü binada değil, aynı bahçe içinde başka bir binada.

Saray'ın mimarı Louis M. Cordonnier Fransız olduğundan, memleketinin etkisini yansıtmış tasarımına. Anladığımdan konuşmuyorum, öyle diyolla.

 Günümüzde Barış Sarayı'nda sadece PCA değil, International Court of Justice de var. Birleşmiş Milletler'in temel hukuk kurumu. Bu iki kısaltmanın farklı görevleri var ama fazla hukuki bi bilgi, orda dinlerken bile kafam basmadı. 

Sergideki en etkileyici belgelerden biri, Birinci Dünya Savaşı'nda Fransız bir askerin eşiyle, ailesiyle mektuplaşmalarıydı. Mektupların hepsini şuradan okuyabilirsiniz: My Dearest Emma - Reymond Molle

Bir de şu iki resim dikkatimi çekmişti: 
Eskilerden kalma bi çizim, tarihini, çizilme amacını not etmemişim. Sol köşedeki fesli Osmanlı padişahı olsa gerek, yanındaki eski püskü kıyafetler içindeki kızın önündeki kutuda "Papier Armenie" yazıyor. 1900lerin başında Ermeni soykırımı haberleri Batı'yı epey sallamış çünkü.

Başlıkta "Bunca masrafa gerek var mı?" benzeri bi şey yazıyor, Google'a göre.

Aklıma gelenlerle, internetten hızlıca edindiğim bilgiler bunlar. Gerekirse güncellerim. 

Saygılar efem, 

Kanatlı Kedi 
(Sona böyle Kanatlı Kedi yazmak çok hoşuma gidiyor)