Dün gece yeni aldığım iplerle etek örmeye başladım. Tabi uyduruk, olacak mı, orası belli değil. İp kalın, çabuk bitecek gibi. Yelek hala son rötuşları bekliyo. Tüm malzemelerini almış olmama rağmen. Güzel olmayacak gibi sanki, ondan soğudum galiba.
Sabah kalkınca da öresim geldi. İp rengarenk. Bi renkten diğerine geçinceye kadar örme hakkı tanıdım kendime. Yoksa işin önünü alamayacağım, saatlerce mala bağlayıp örebilirim, boynum tutuşuyo yani bi yerden sonra, o kadar.
Sonra blog yazdım biraz, erteleyip durduğum, taslak halindeki yazıları toparlamaya çalıştım. Birini yayınladım. DEn Haag'la ilgili olanı. Damla Damla Günler 4'ün alıntıları hala bitmedi. Bütün kitabın altını çizmişim adeta. Alıntıları kaydetme işini bitirmeyince yeni kitaba başlayasım gelmiyor. Ya da okumamak için bahane buluyorum. Bu sıralar ev benimseme bahanesiyle ev hanımlığı işlerine fazlaca daldım, kitaptan uzaklaştım. Görev icabı oturuyorum sanki başına, ya da uykum gelsin diye. Yarın misafirimiz gelecek, 5-6 günlüğüne, onlar varken de çok okuyamam. O yüzden kendime izin verdim. Sonrasında bi hasretle sarılacağım yine büyük ihtimal. Yarın Nutuk'un da gelme ihtimali var, çok düşük ama olsun.
Bu kadar sanırım. Pek keyfim yok. Keyifsizken yazasım da olmuyor. Yazsam kirli şeyler dökerim ortalığa, fazla samimi olur. Burayı o hale çevirmek istemiyorum. Bırakayım da burası bari günlük güneşlik kalsın.
İyi geceler efem,
Kanatlı Kedi