Evet... taaa 20ye geldim. Böyle tek tek sayınca zamanın geçmesi daha bi sinir bozucu oluyormuş yahu! Sayılar ne kaa da gereksiz şeylermiş meğer.
Dün akşam Pom Poko'yu izledik. Ghibli Stüdyoları'ndan Miyazaki'nin değil başka bir yönetmenin, Isao Takahata'nın filmi, 94 yapımı. Çocuk filmidir diye düşünmüştük, oyuncak ayıya benzeyen karakterler çocuk kitaplarını andırıyordu ama içeriği biraz yetişkinimsi. Yani çok da değil ama "hayalar" kelimesi çok kullanılıyor mesela, çiftleşme dönemi, kur yapma gibi konular geçiyor... Çocuğunuzla eğer "ben nasıl doğdum" konusunu konuşmadıysanız, anlatmak için iyi bi yöntem olabilir. Tabi bana güvenip de hemen birlikte oturup izlemezsiniz diye düşünüyorum. Bir çocukla nasıl konuşulur, konusu en son bana sorulmalı, bilgisizim, beceriksizim bu konuda.
Mesut Süre ile İlişki Testi'nden bi bölüm izledim yine. Seviyorum bu adamı ve kankalarını, gözlerim yaşarana kadar gülüyorum genelde. Lakin ki konuklarda bir kadın vardı ki, o kadar benim zıttım bi karakterdi ki, o özgüven, o istediğini yapabileceğini düşünme hali... Özendim, kıskandım ve sinirlendim. İtiraf edeyim. Bana laf sokulduğunu hayatta anlamam, ismimle hitap etmeli, bana direk söylemeli laf sokan kişi, diyor. Ne güzel bi hayat ya, dedim. Ulan hadi geçen geçti, hayatımın kalanında bari bu kadar umursamaz olabilsem, benim de özgüvenim tavan yapar, ben de başarısızlıklarımı sallamam, ne var canım, der geçerim. Ben insanlarla kurduğum ilişkinin her anında acaba yanlış bi şey mi dedim, acaba bana laf mı soktu, aman yanlış anlaşılmayayım diye diye ya konuşamıyorum, ya da uzun uzun açıklamaya çalışıyorum ne demek istediğimi. E bu da biçok şeyi engelliyor tabi ki. Çok düşüncelilikten filan da değil bu, "hep iyi niyetinden kaybediosun" fln değil yani. Çocukluğuma inmek lazım belki.
Aslında aydınlandım bi bakıma. Ha bu konuda neyi değiştireceğim? Henüz hiçbi şeyi. Neyse bakalım, burnum yeterince sürtülsün de bi adım atmaya karar veririm belki.
Saçma sapan basit sağlık problemlerim var, ona da canım sıkılıyor sanırım. Polen alerjisinin verdiği sürekli huzursuzluğun yanında, durup dururken, olmamam gerekirken regl oldum bu ay ikinci kez. Öyle azcık gösterip gitme de değil, normal zamanıymış gibi gereksiz uzunlukta bi şey. İlk defa oluyor böylesi, canım sıkıldı. Doğum kontrol hapı kullanıyorum da, bu işin bi düzeni var yani lütfen. Sigara içiyorsanız hap kullanmayın gibi şeyler yazıyordu Hollandaca resmi bi sağlık sitesinde ama sallamamıştım, doktor da yok kullanma dememişti. Ondan mı acaba, çünkü sigara da kanı inceltiyor muymuş ne, yani kan kaybını arttırıyormuş. Fikri olan var mı? Telefon edip doktoru oyalamak da istemiyorum bunun için ama kafama takılıyor. Sigara içmeyeyim diye düşündükçe de içesim geliyor. Suratsızlığım artıyor vs..
Bunu da yazmayacaktım da yazdım arkadaş, ne var ya. Polen alerjimi rahatça yazabiliyorsam bunu niye yazamıyorum! Kafamda aştığımı düşündüğüm şeyleri uygulamaya gelince hala çok çekigen kaldığımı fark ettim yine. Sağlık problemi işte. Yeter gali.
Öyle işte, mübarek paskalya günü, evdeyiz, yumurta ya da tavşan şeklinde olmasa da azcık çikolata var, onu yiyeyim. Kendimi zorla neşelendireyim. Siz de gidin gali hadi, enerjinizi yeterince aldım kanımca:)
Öperim (lafın gelişi),
Kanatlı Kedi
Dün akşam Pom Poko'yu izledik. Ghibli Stüdyoları'ndan Miyazaki'nin değil başka bir yönetmenin, Isao Takahata'nın filmi, 94 yapımı. Çocuk filmidir diye düşünmüştük, oyuncak ayıya benzeyen karakterler çocuk kitaplarını andırıyordu ama içeriği biraz yetişkinimsi. Yani çok da değil ama "hayalar" kelimesi çok kullanılıyor mesela, çiftleşme dönemi, kur yapma gibi konular geçiyor... Çocuğunuzla eğer "ben nasıl doğdum" konusunu konuşmadıysanız, anlatmak için iyi bi yöntem olabilir. Tabi bana güvenip de hemen birlikte oturup izlemezsiniz diye düşünüyorum. Bir çocukla nasıl konuşulur, konusu en son bana sorulmalı, bilgisizim, beceriksizim bu konuda.
Mesut Süre ile İlişki Testi'nden bi bölüm izledim yine. Seviyorum bu adamı ve kankalarını, gözlerim yaşarana kadar gülüyorum genelde. Lakin ki konuklarda bir kadın vardı ki, o kadar benim zıttım bi karakterdi ki, o özgüven, o istediğini yapabileceğini düşünme hali... Özendim, kıskandım ve sinirlendim. İtiraf edeyim. Bana laf sokulduğunu hayatta anlamam, ismimle hitap etmeli, bana direk söylemeli laf sokan kişi, diyor. Ne güzel bi hayat ya, dedim. Ulan hadi geçen geçti, hayatımın kalanında bari bu kadar umursamaz olabilsem, benim de özgüvenim tavan yapar, ben de başarısızlıklarımı sallamam, ne var canım, der geçerim. Ben insanlarla kurduğum ilişkinin her anında acaba yanlış bi şey mi dedim, acaba bana laf mı soktu, aman yanlış anlaşılmayayım diye diye ya konuşamıyorum, ya da uzun uzun açıklamaya çalışıyorum ne demek istediğimi. E bu da biçok şeyi engelliyor tabi ki. Çok düşüncelilikten filan da değil bu, "hep iyi niyetinden kaybediosun" fln değil yani. Çocukluğuma inmek lazım belki.
Aslında aydınlandım bi bakıma. Ha bu konuda neyi değiştireceğim? Henüz hiçbi şeyi. Neyse bakalım, burnum yeterince sürtülsün de bi adım atmaya karar veririm belki.
Saçma sapan basit sağlık problemlerim var, ona da canım sıkılıyor sanırım. Polen alerjisinin verdiği sürekli huzursuzluğun yanında, durup dururken, olmamam gerekirken regl oldum bu ay ikinci kez. Öyle azcık gösterip gitme de değil, normal zamanıymış gibi gereksiz uzunlukta bi şey. İlk defa oluyor böylesi, canım sıkıldı. Doğum kontrol hapı kullanıyorum da, bu işin bi düzeni var yani lütfen. Sigara içiyorsanız hap kullanmayın gibi şeyler yazıyordu Hollandaca resmi bi sağlık sitesinde ama sallamamıştım, doktor da yok kullanma dememişti. Ondan mı acaba, çünkü sigara da kanı inceltiyor muymuş ne, yani kan kaybını arttırıyormuş. Fikri olan var mı? Telefon edip doktoru oyalamak da istemiyorum bunun için ama kafama takılıyor. Sigara içmeyeyim diye düşündükçe de içesim geliyor. Suratsızlığım artıyor vs..
Bunu da yazmayacaktım da yazdım arkadaş, ne var ya. Polen alerjimi rahatça yazabiliyorsam bunu niye yazamıyorum! Kafamda aştığımı düşündüğüm şeyleri uygulamaya gelince hala çok çekigen kaldığımı fark ettim yine. Sağlık problemi işte. Yeter gali.
Öyle işte, mübarek paskalya günü, evdeyiz, yumurta ya da tavşan şeklinde olmasa da azcık çikolata var, onu yiyeyim. Kendimi zorla neşelendireyim. Siz de gidin gali hadi, enerjinizi yeterince aldım kanımca:)
Öperim (lafın gelişi),
Kanatlı Kedi