08 Nisan 2016

Yemek Tarifi Geliyor: Sebzeli Tavuk Sote

Sosyolojik, kitaplı, filmli, az buçuk karizması olan bloğumun karizmasını çizmek, evhanımı olduğumu çaktırmak gibi büyük riskler alarak bloga yemek tarifi yazmaya karar verdim. 

Yemek yapmakla aram pek yok açıkçası, yapma zorunluluğu olan her şeye gıcığım olduğundan olsa gerek, yemek yapmak da sık sık nefretimden payını alıyor ve öğünlerim peynir ekmekle geçebiliyor. Bunun sebebi, küçüklüğümde annemin mutfak işi, el işi, ev işi gibi bi kadının becermesi gerekli görülen her şeyi kafama zorla sokmaya çalışması olabilir. Veya tembel bi insan olmam da olabilir. Fakat mutfak denen yer temiz tutulması gereken (böceklenir yoksa), su/kahve vs tedarik eden ve acıkıldığında "off ne yesem" denilen yer benim için çoğunlukla. 

Fakat bunun şöyle bi iyi yanı var: Çoğunlukla nefret edilen her eylem gibi, uzak durulduğunda kendini özletiyor kerata. Arada bi ilham geliyor, yemek yapmak istiyorum. Tezgahı güzelce temizleyip, önlüğümü boynuma geçiriyorum, ilhamı stabil hale getiren müziği açıyorum -ki bu müzik güne, havanın rengine, ruh halime göre değişebiliyor, bugün Onur Akın'dı mesela, enteresan-, alkollü/kafeinli içeceğimi de yanıma alıp sakince başlıyorum. 

Bazen kafama göre gidiyorum, bazen internetten tariflere bi göz atıp, kafama göre yeniden şekillendiriyorum. 

Bugün internetten havuçlu mantarlı tavuk sote (çünkü evde bunlar vardı) tarifi bakarken aklıma geldi, bu sefer fotoğraflarını çekip yazı hazırlayayım dedim. Belki kanatlikedi'de yayınlarım, belki yemek tarifi sitelerine satar, paraya para demem. Hiç olmazsa "ben bi tavuk yapmıştım ya, güzel olmuştu, nası yapmıştım acaba?" deyince açıp bakabileceğim bi yer olur... 

Açık konuşalım, tarifi satmayı düşündüm, o işte yok denecek kadar az para var, hele ki benim gibi arada bi düzgün yemek yapan insanlar için... Ben de üç kuruş için yarime ihanet etmeyeyim dedim, kürkçü dükkanına döndüm.

Başlayalım o zaman...



Sebzeli Tavuk Sote:

Yanında başka yemek yoksa 3 kişilik
Pilavla birlikteyse 4 kişilik
Hayvan gibi açım diyorsanız 2 kişilik
Çok aç değilim ama çok yapayım, yarına da kalsın diyorsanız 4 porsiyonluk

Malzemeler:

400 gr tavuk göğsü
1 kase havuç konservesi (220gr)
Yarımşar tane sarı, kırmızı ve yeşil, etli dolmalık biber
3 diş sarımsak
1 orta boy soğan
250gr ayıklanmış doğranmış mantar
4 yemek kaşığı sıvıyağ (sanki tek tek kaşıkla koymuşum gibi çek pampa)
1 yemek kaşığı salça
Tuz
Karabiber
Pul biber
Nane


Hazırlanışı:

1. Tavukları yıkayıp küçük küçük doğradım. Derin, geniş ve kuru bi tavada sıvıyağ kızdırıp tavukları kısık ateşte kapağı kapalı olarak pişirmeye başladım. 


2. Tavukların rengi pembeden beyaza dönünce ayıklanmış ve doğranmış olarak satılan mantarı üstüne ekledim. Ayıklanmış mantar bulamazsanız mantarı nasıl ayıklayabilirsiniz? Ben de bilmiyorum. Şimdilik sadece mantarsız yapmayı önerebilirim.



3. Soğanları soyup yarım hilal şeklinde doğradım. Şekli çok önemli değil, bütün bütün atmayın yeter. Mantarlar da pişmeye başlayınca soğanı tavaya ekledim. Bu sırada altı hep kısık ateş ve kapağı kapalı.




4. Şimdi biber zamanı. Dolmalık biber şeklinde ama kesinlikle biber dolması yapmaya uygun olmayan bi biber türü bu. (Şöyle) Çünkü çok etli ve tadı da şekerli gibi. (Anneciğim zamanında zorla öğretmişti: Biber dolması için ince kabuklu biber gerekirmiş. Gurbet ellerde dolmalık biber bulmak zor olduğundan yine de denemiştim bi keresinde, olmamıştı.) 3 renk bir arada satılıyor. Türkiye'de de bazı marketlerde görmüştüm. Bunlardan bulamazsanız, renk olsun derseniz, kapya biber denen kırmızı biberden de katabilirsiniz.



Biberleri de küp, dikdörtgen prizma vb şekillerde doğradım, soğanlar azıcık pişince tavaya ekledim. Mantığım basit: Bir önceki eklediğin şey birazcık pişince, yenisini ekle.



5. Sırada havuç var. Burada kavanoz içinde konserve havuç satılıyor. Soyulmuş, doğranmış, pişmiş. O yüzden havucu en sona, yani biberin pişmesinden sonraya bıraktım. Elinizde pişmiş havuç yoksa normal havucu soyup küçük küçük doğrayıp biberle birlikte eklemeniz daha doğru olabilir.




6. 3 diş sarımsağı da soyup her dişi 3-5 parçaya bölüp tavaya ekledim. Ağza gelen pişmiş sarımsak tadını seviyorum. Sevmeyenler daha minik minik doğrayabilir.




7. Yaklaşık 2 yemek kaşığı salça koymuştum, bana fazla geldi, fazla kırmızı oldu. 1 yemek kaşığı yetebilir. Salçayı katıp malzemeyi çok parçalamadan hafifçe karıştırdım. 


8. Sebzelerin, tavuğun ve mantarın saldığı su salçayla birlikte gözden kaybolunca hemen su kaynatıp ekledim. Yaklaşık 1 su bardağı. 



9. Son olarak 3 çay kaşığı tuz, azıcık karabiber ve pul biber, 1 çay kaşığı kadar da nane ekledim. Kapağını kapatıp altını iyice kıstım. 10 dk kadar da öyle pişirdim. 

Üfleyip tadına baktım, bence olmuştu, gideri vardı yani: 


Uvv beybi, sanatlı fotoğraf..


Not: Olur da okuyan olursa yorumlarınızı beklerim. Hani "o öyle yapılır mı hiç!" olur, "aaa ben de yaptım bi boka benzemedi", olur, "aaa hiç yakışıyo mu sana böyle terbiyesiz laflar", olur, "ben de yaptım seninkinden güzel oldu", olur... Her türlü yoruma açığım. Hatta "gündem bu kadar yoğunken ne boş işlerle uğraşıyosun" olur, "yav sen çok boş kalmışsın ehehehehe" olur, "bunun için mi okudun sen?" olur.... Saftiriğim ya ben, her türlü yoruma açığım. 


İnsan nası her türlü yoruma açık olur ya, bırak allasen... İnsan gibi yorum yapın len!