11 Nisan 2016

O Kadınlar

Dün durup dururken şu kadınla karşılaştım, Rembrandtplein'de, Art Market standları arasında:



Bi şeyler anlatacak gibiydi, anlatmadı. Durmadan konuşur gibi de bi hali vardı halbuki. Yanındaki resimlere bakmak için yaklaştım. Benimle bi derdi vardı kadıncağızın, neydi, öğrenmem lazımdı. Bol bol insan vardı standda, bayılırım. Üstüste çıkmış, oraya buraya bakan portreler. Çizgiler çok net gibi ama aynı zamanda belirsiz gibi. Tam sevdiğim gibi. Temiz kağıt rayıp bulmaya üşenmiş de gazetelerin üzerine çiziktirivermiş gibi... Bi şeyler tanıdıktı.. Kartpostalların olduğu albümleri kurcaladım. Şu kadın çıktı karşıma bu kez de:



Anladım ki öbürünün asıl diyeceği bu resimmiş. Haber vermiş albümde gizlendiğini. Al götür diyor, sürekli yanında dursun, diyor. Dinlemeyeyim, kıçıkırık bi resim güzelinin gazına gelmeyeyim dedim, tur attım diğer standlarda. Olmadı, geri döndüm, yaşlı kadın hala beni bekliyordu. Sigarası sönmüş, yenisini yakmıştı.

Ressamla muhatap olup fiyatını sormak, para vermek, paketlenmesini beklemek o kadar anlamsızdı ki o an... Beni bekleyen bi kadın vardı bu kağıtta, bi an önce alıp gitmem, O'nunla tanışmam gerekliydi sadece. Ama tabi ki ressamcağızı korkutmadım, paketlenmesini bekledim. Muhabbet etmek ister gibi bakan gözlerine gülümsedim. Acelem vardı, ressamın resimle arama girmesine müsaade edemezdim, yeterdi bu kadar lagaluga!

Ressam: Mimi Ventura. Şimdi tekrar görsem güzelce bi sarılırım, bi güzel teşekkür ederim beni bu iki resimle tanıştırdığı için. Bitmesin yaratışı.
www.mimiventura.com/