18 Kasım 2012

ANKETİMSİ


Son günlerde bazı arkadaşlarıma şu soruyu sordum: "Geleceğiniz hakkında ne hissediyorsunuz? Mutlu (ya da nasıl olmak istiyorsanız öyle) olacağınızı düşünüyor musunuz? Ümitli misiniz, korkuyor musunuz? Diğer insanlardan çok farklı korkularınız olduğunu düşünüyor musunuz? Diğer nesillerden (misal anne babanızdan) çok daha zor/kolay bi geleceğiniz mi olacak sizce? Neden?"

Mail yollayarak sorduğum bu soruya henüz 6 cevap geldi, aşağıda yayınlıyorum. Yeni cevaplar geldikçe altına eklerim. Tabi ki isimleri belirtmiyorum. Sadece 25 yaş civarında üniversite görmüş (öğrenci/mezun) insanlar olduklarını söyleyebilirim.

Benim kendi geleceğimle ilgili kaygılarım var. Kendimi ne kadar yalnız hissetmeliyim bilemedim, benim gibilerin aklından neler geçiyor merak ettim. Bu yüzden sordum. Buyrun yanıtlar:

----

1) Ben genel olarak saglikli oldugum surece istedigim gibi bir hayata diger kosullar ne olursa olsun kavusabilecegime inaniyorum. Mutluluk gibi kavramlarin zamanin sartlariyla ilgili olmadigini dusunuyorum. Umitliyim ve korkmuyorum:) Genel olarak insanlarin korkulari ne bilmiyorum, belki senin anketinle bir iki fikir edinmis olurum, ama bence farklidir herkesin..
Benim korkularim/merak ettiklerim cevresel (dunya) ve sosyolojik (insanlik) acidan nereye gidiyoruz, hersey kontrol altinda midir/olabilir mi(!) gibilerinden.. Anne/babamizdan farkli bir altyapi olusturduk ve daha farkli yasiyoruz ozellikle gelisen teknolojinin etkisiyle, kime neye gore kolay/zor olur, bunu tartmak mumkun mudur bilemedim simdi:)  

------

2) Geleceğim hakkında çok ümitli değilim çünkü emeğimin karşılığını alamayacağımı, istediğim şeyleri elde edemeyeceğimi biliyorum. Özellikle türkiye gibi bir ülkede istediklerini elde etmek için önce sürüneceksin sonra çabanın binde birini alabilirsin, çok çalışmadan taviz vermeden olmaz gibi bir anlayışın büyüğünden küçüğüne yerleştiği ya da yerleştirildiği bir ülkede mutlu olmak çok zor. 

Bir kere gelecekte mutlu olacağına inanmak için ne yapmak ya da ne olmak istediğini bilmek gerek ben hala bilmiorum 25 yaşımda olmama ve master yapıo olmama rağmen. 

Akademisyen olmak istiodum en yakın o geliodu ama artık burada ona da izin verilmiyor. Hissttiğim şey ümit, ya da korku değil ama hayal kırıklığı ve vazgeçmişlik ve beklentisizlik. Dİğer insanlarla korkularımın aynı olması o insanların kim olduğuna bağlı. Benim derdim bir şirkete giriyim, müdür olayım değil derdim sevdiğim işi yapıyım bu çöp toplamakta olabilir, arge yapmakta ama onu bulmak benim için önemli yani derdim bu bitmeyen arayışım. 

Gelecek ana babalarımızdan daha zor bizim için. Bir kere farkındalık çok fazla, zaten stres gibi unsurları söylemiyorum tabi. Ama o nesil de başka şeler yaşamış, kimi kocasının her dediğine boyun eğmiş, kimini ana babası zorla evlendirmiş falan. Mesela biz eğitimli kadınlar olarak daha avantajlıyız falan. O sebeple kıyas çok doğru değil, sorunlar farklı ama hissettirdiği mutsuzluk düzeyi aynı olabilir.

Sonuç olarak gelecekten çok ümitli değilim ama yine de mutsuzluktan dibe vurmamı engelleyen şey az da olsa bir umut besliyor olmam.  



------

3) siktir git kedi:) (kedi: çok değerli bir yorum:)

-----

4) Evet cok derin bir konuya parmak bastıgını oncelikle belirtmek istiyorum, son bi kac aydır sureklı bunlara dair kafa yormaktayım nereye gidiyoruz ve bize neler oluyor diye? Beni bu soruyu dusunmeye iten neden ise hayatta karşılaştığım bazı noksaklıklar. Calışma ortamımda insanların aciz durumlarda olduğunu zengin ve fakirin bariz bir sınıf ayrımı olarak gorulduğu bir algıda yaşıyoruz maalesef, geleceğe dair endişelerim var sevgili kedi, ümit denen varlıktan yoksun hissediyorum nedense kendimi ya da şu anki ruh  halimle yazıyorum sana bunu aklımda surekli sorgu ve suallerle yasamak istemiyorken ben, bazen de insanlar gibi vurdumduymaz armut piş ağzıma dus zihniyeti de agır geliyor bunyeme, anlicağın su sıralar pek mutlu değil gibiyim. 

Gelecek içinse bir gun guzel seylerin olacağına inanıyorum fakat insan yaradılışı olarak içsel bencilliğimiz ve hırslarımızı bir kenara bırakarak hayata bakabilirsek.. Anne ve babalarımızın yaşadığı evlilik olayından daha iyisini ümit ediyorum cunku her seferinde gozlemlerim sonucunda kendi kendime boyle bir hayat degil de daha farklı bir hayat olacak yaşadığım diye.. Egrısıyle doğrusuyla, evlilik mantalitelerimiz farklı olacaktır cunku.. Eve geldiğimde sıcak yemeğim olsun camasırım yıkanıp utulensin, orda burda egleniyim gece geldiğimde de koynunda bi kadınım olsun... bakma erkeğe camur attığıma kadınlar da eksik kalır değil onlardan psikoloji aynı, beni biri beslesin ailemin yanından uzaklasıyım rahat rahat gezip toziyim yapacağım iş aynı zaten baba evinde de yapıyordum şimdi kocama yaparım ne olacak hem beni koruyup kollayacak sahiplenecek biri olur diye.. Yaaa demem o ki devir değişti carklar dondu yıl 2012 yi gosterdi, teknoloji cığır aştı, aynı şekilde insan beyinleri ruh hali ve beklentileri de evrim gecirerek bu zamandaki yolculuktan nasibini aldı... Gelecek zamana bağlı olarak, kısmi bir mutlu icerisinde gececek zaman dilimlerinde yeni bir seyahatte değişecek yolculuğunu bekliyor... 

-----

5) Geleceğimin her zaman sonraki beş, on, ve daha sonraki yıllardaki zamanlarda yapacaklarımı yaklaşık olarak planladım. Nerede olmak istiyorum, ne yapmak istiyorum, kimlerle yaşamak istiyorum vs vs gibi. Ama aynı zamanda esneğim bu konuda çünkü bunların bi kısmı başkalarıyla değişebilir. Şu ana kadar her şey istediğim gibi gitti ve yaşadklarımın her bir anından çok zevk aldım. Zamanı gelince de üzüldüm olması gerektiği gibi ve sonuna kadarda üzüldüm.. Ne de olsa karakterim böyle. Henüz hayatın kullanım klavuzunu çok da iyi bilmiyorum ve sonuna kadar da kusursuzca bileceğimi düşünmüyorum. Haa dersen ki, ya bi gün kolun bacağın giderse?? Üzülürüm öyle bişii olursa ama yüzüm, gözüm tuttuğu için hayata böyle devam ederim ve gene mutlu olmaya çalışırım. Yakın birilerini kaybedersem, maddi anlamda bişiiler kaybedesem üzülürüm. Ama ben yaşıyorum ya, mutsuz yaşamak istemiyorum.. O yüzden gene de her nefesimde mutlu olmaya çalışırım.. Yaptığım şey Polyannacılık değil elbet, sadece kısıtlı zamnımı mutlu geçirmek istiyorum :))

Ben ümitliyim, çünkü hayallerim var daha gerçekleştirmek istediğim. Ama imkanız, ütopik şeyler değil. Çok kolay şeyler de değil, zor şeyler ama yapabileceğime inandığım şeyler. İnsan yapamayacağı yükün altına girerse ve bunu başaramazsa mutsuz olur.

Benim korkularım yok hayata karşı. Sadece üzüldüğüm şeyler var. O da insanla ilgili değil, insanlıkla ilgili..

Her kuşağın kendince zorlukları vardı ama kendince tatminleri vardı. Kar - zarar marjı gibi yani. Tamam dedeler zamanında ulaşım iyi değildi ve herkes yakınlarıyla daha ii iletişim kuruyordu ama günümüzde ulaşım çok iyi ve dünyanın bi ucu ile dahi ilişki kurabiliyoruz.. Negatifi ise yakınlarımıza zaman ayıramıyor olmamız.. Bana göre her şey güzel, "her şey" in her değişkeni değişince.

------


6) Umitliyim, mutlu da olucam, hayat guzel, yasamak guzel ama ailemin yurudugu yollardan daha fazlasini yurumek zorunda kalacagim.


Mesela bazen de umitsiz oluyorum, o zamanda yasamdan siliniyorum. Umitlerim planlarim benim yasama sevincim, ha gerceklesmezse mutsuz mu olurum, hayir. Cunku arkasindan gelen b plani ve o da olmazsa, ondan sonraki mutlaka benle olur.

Evet ben bir plankolik miyim. Sanirim. Ama bir o kadar da rahatim. Aslinda kimi zaman degilim.


Neyse ben neyim yine karistirdim kendimi


-----

7) Zaman geliyor ümitleniyor hevesleniyor ben yaparım ki bunu diyosun ama diğer zmn gelince de olm ben bunu nasıl yapcam ya çooook çalışmak gerek hayatta mutlu olmak için bu kadar çalışmak gerek mi ki diye düşünüosun sonra aslında en başta hata yaptığını anlıyosun denklemin tek kişilik olmadığını kavrıyosun. Bu sefer çoklu gelecekler için uğraş içerisine giriyor ve hayal ediyorsun. genelde de senin tek başına planladığınla alakası olmayan bir sonuca varıyorsun. hala ben tekil mi yoksa çoğul mu bir gelecek istiyorum, onu seçememiş olarak gelecekten korkma ya da ebevenylerimden daha kolay bi hayat yaşamayı düşünme konularına gelemedim, daha kitabın başındayım. o yüzden bulunduğum zmn en güzeli geleceğe karşı herhangi bir kaygı beslemek geçmişte yaptıklarıma duyabileceğim pişmanlık gibin geliyor. bir de diyorum ki vicdanıretçi olup siyasi sıgınma hakkımı da isviçrede kullanıp gözlerimi alplerde mi yumsam mantıklı değil mi :)

Kedi: Bu kadar şimdilik. Kesin  bir sonuca varmıyorum tabi ki. Sadece şunu söyleyebilirim: Herkesin benim kadar karamsar olmaması, geleceğini başkalarının yüzünden karanlık görüp, enerjisinin tükenmesine izin vermemesi, bana da enerji veriyor, daha geniş bakmamı sağlıyor. Teşekkür ederim herkese:)