28 Aralık 2018

Son haftada çelıncı toparlama çabası

Merhabalar efem,

En son 45. haftayı yazmışım, işim uzun, o zaman fazla geyik yapmadan sorulara geçeyim:

46. hafta: Seni korkutan bir şey yaz.
Dalgınken karşıma aniden birinin çıkması. İnsan olması şart değil aslında, bir ses, herhangi bir hareket... E tabi bir de ölürken bir şeylerden pişman olma endişesi basıyor arada bir.

47. hafta: Geleceği bilmek ister miydin?

Hayır tabi ki. Ama mesela bi yerde yazıyosa ve açıp okuma şansım varsa, kendimi tutamaz okurdum. Ama misal bunun için bi hizmet satın almam gerekiyorsa almamak için direnebildiğim kadar direnirdim. Yani o bilgi elimin altında değilse ulaşmak için hiçni çaba göstermezdim. Geleceği öğrenmenin bana fayda getirebileceği hiçbir alan yok ki... Geçmişi öğrenmek isterdim ama... Bütün insanlığın hangi anda nerde ne yaptığını..

48. hafta: En son ne için kutlama yaptın?

Bir işe kabul edildiğimi öğrenince. Son birkaç hafta içinde. Hala deneme süresindeyim, neler olacak bilmiyorum bakalım. Heyecanı güzel şimdilik.

49. hafta: Neye inandığını bir sayfada toparla.

Bir sayfa bu konudan bahsetmek istemiyorum, çok karışık, toparlamak zor. Kısaca anlatabilecek miyim bakalım... Dinlere inanmayı bıraktıktan sonra insanlığa ve adalete inanmaya başladım ama uzun sürmedi. Bir şeylere inanmamız şart mı ki? İnanmak ne demek, sıkıntı çekince kendimizi avutmak için sığınacak bir şeylerimizin olması mı? Kendimi çok yalnız hissedip panik yaptığım anlar oldu ama zamanla geçeceğini bildiğim için çok ciddiye almadım. Kah buraya, kah günlüğe bi şeyler karaladım, karalarken ya müzik dinledim, ya alkollendim, ya ikisini birden yaptım, böylece içimi boşalttım, uyudum, uyandığımda daha iyiydim. İnanç deyip yüceltmek istemiyorum ama (Hollywood kelimesi gibi geliyor bu bana, ota boka I love you demeleri gibi, her hareketin altında yüce anlamlar varmış gibi davranıyorlar) sevginin, yakın çevremdeki insanların, yalnızlığın, toplum içinde yer almanın, ölümün, ölüme şahit olmanın, tartışmaların, okumanın, uyduruk ve kendi kendine de olsa yazmanın hayatıma değer kattığını görüyorum sanırım. Bunlar beni yaşamaktan vazgeçmek için çaba göstermekten alıkoyuyor. E tabi bi de merak ettiğim ve eğlendiğim şeyler de var. Misal, The Good Place'in devamında ne olacak?, gibi...

50. hafta: Para düşünmek zorunda olmasaydınız şu an n'apıyor olurdunuz? (Çeviri için Fermina'ya tişkirlir)

Çok bi şey değişmezdi diyeceğim bol keseden sallıyor gibi görüneceğim diye korkuyorum. Çok paran olsaydı n'apardın, gibi soruların beni hep gerdiğinden bahsetmiştim ya, aynı sebep. Hayatımdan süper memnun olduğumdan değil ama şikayetçi de değilim, zorlanmayacak kadar var. Daha fazlasında bi şeylerin değişmesi paraya değil bana bağlı, kendimi de az buçuk tanıyorum.

51. Hayatının bu zamanıyla ilgili sevdiğin şeyler

Yeni işe girdim. Ölü gibi yorulmama rağmen bu keşfetme heyecanını seviyorum. Ne kadar süreceğini merakla bekliyorum.

52. Yapmayı hayal ettiğin bi şey

Aklımdaki bi resmi işlemek ya da bi şekilde resmini yapıp duvara asmak
Okuduğum kitapları görselleştirip günlük hayatıma sokmak, tablo gbi, işleme gibi
Bi şeyler yaratmak
Akşama börek yapmak
Çalıştığım yerde yıllarca çalışabilmek
vs.


Ohhh be listenin sonuna geldik. Son sorulara kısa kısa yazışımdan anlaşılıyor ki gittikçe sıkılmışım. Amaç her hafta çelınc bahanesiyle yazı yazmaktı, onu yerine ggetiremeyince sırf soru cevaplamaya dönüştü, saçma oldu. Bi daha bu kadar uzun liste işine girmemekte fayda var.