19 Kasım 2015

Hollanda'da Geri Dönüşüm

Dün eve bir kağıt gelmiş belediyeden (bilmeyenler için, Hollanda'da yaşıyorum). Bundan sonra plastik, metal ve tetrapakları bir arada toplayacaklarına dair. Bir de internet sitesi belirtmişler: mijnafvalwijzer.nl . Siteyi inceleyince dayanamadım, Türkçe bi şeyler internette bulunsun diye buraya aktarmak istedim.

Ülkede yaşayan yabancı oranını düşünüp siteye İngilizce dil seçeneği eklemişler,  ki bu benim için çok iyi oldu. Zira bu tür bilgiler bencil hayatımızı çok ilgilendirmediğinden, sözcüklerin flemenkçesini öğrenip googlelamaya üşeniyor insan. Halbuki "Tetrapaklar plastik kategorisine mi girer, yoksa kağıt mı?" gibi sorular, evdeki atıkları geri dönüştürmeye birazcık da olsa meraklı benim gibi insanlar için, tam bir ikilem. Ama günlük hayat saçmalıklarına dalıp "amaaan kağıttır herhalde" demeye yetecek kadar da önemsiz. Halbuki belediyeden gelen bi kağıt, her şeyi netleştiriveriyor. İşte bu yüzden sevgili modern dünya seviciler, sevgili ilerlemeci yöneticiler, bu tür konularda da güzel çalışan organizasyonların, insanları bilgilendirmenin ne kadar işe yaradığını görün lütfen.

Gelelim buradaki sisteme: 

Sitede posta kodunu girmeden İngilizce seçeneği önerilmiyor sanırım. Google translate kullanmaya ve hatta siteye girmeye üşenenler için, ayrıntılardan bahsedeyim kısaca.

14 çeşit atıktan bahsediliyor. Her çeşidin neleri kapsadığı, nasıl toplandığı ve (mümkünse) nasıl geri dönüştürüldüğü kısaca anlatılmış.

1. GFT: Sebze, meyve ve bahçe atığı gibi organik atıklar. Müstakil evde yaşayanlar, GFTleri küçük yeşil çöp kutularında biriktirebiliyorlar. Apartmanda yaşayanlar ise bu atıkları biriktirip Atık Toplama Merkezi'ne getirmeleri gerekiyor. Bunlar De Maarleen'deki atık işleme merkezine getiriliyor ve (Türkçe'deki karşılığını bilmiyorum) green gas'a dönüştürülüyor.

2. Kağıt: Kağıt, karton, paket kağıdı gibi atıklar. Meyve suyu kutularında plastik ve aluminyum folyo bulunduğu için geri dönüştürülebilir olmadıkları ve bu yüzden kağıt atık olarak kabul edilmediklerini belirtmişler. Müstakil evde yaşayanlar mavi kapaklı çöp kutularında biriktirebiliyor. Apartmanda yaşayanlar ise evde biriktirip sitedeki haritada gösterilen kağıt çöplerine atmaları gerekiyor. Bunlar evlerden ve kağıt çöplerinden belli aralıklarla toplanıyor.

3. Plastik: Plastikten yapılmış her türlü alışveriş poşet, margarin paketleri, süt şişesi gibi şişeler, et kapları gibi atıklar. Şeffaf poşetlerde biriktirip, sitedeki haritada belirtilen yerlerdeki kancalara asılıyor. Tabi ki sitedeki takvime göre belli aralıklarla toplanıyor. Poşetler ise belediyeden, şehir kütüphanesinden veya belirtilen diğer merkezlerden ücretsiz alınabiliyor. Daha doğrusu eskiden böyleydi. Şimdi eve gelen mektupta bildirildiğine göre, metal ve tetrapaklarla birlikte toplanacakmış. PMD denen ayrı bir kategori oluşturulmuş. Plastikler küçük parçalara ayrılıp işleniyor ve yeni plastik ürünlerde kullanılıyormuş.

4. Cam: Cam şişe kavanoz vs. Yine sitedeki haritada belirtilen noktalardaki cam kutularına atılıyor. Depozitolu şişeler bazı marketlerdeki makinelere verilip, depozitosu ne kadarsa o kadar para iadesi alınabiliyor. Bu makinelerin hemen yanında yardım kuruluşlarının bağış kutuları bulunuyor. Genellikle insanlar 10 cent gibi az miktara karşılık gelen bu fişleri alıp doğruca bağış kutularına atıyorlar. Camlar etiketlerinden ayrılıp eritilerek yeni cam şişe yapımında kullanılıyormuş.

5. Tekstil ürünleri: Eski ve temiz kıyafet, perde, havlu, battaniye, bez, ayakkabı vs. Bunlar da haritada belirtilen tekstil kutularına atılıyor. Cam ve kağıt kutuları gibi çok rastlanmıyor bunlara, o yüzden nerede olduğunu bilip evden toparlayıp çıkmak gerek. Toplanan kıyafetler Sympany Foundation'a götürülüyor. www.sympany.nl (Bu site 8 farklı dil seçeneği sunuyor, bayıldım kerataya...) Burada kıyafetler yeniden kullanılabilirliğine göre ayrılıp 2. el olarak ihtiyacı olanlara dağıtılıyor. İşe yaramaz olanlar da geri dönüştürülüyor.

6. Elektrikli aletler: Bunlar Atık Toplama Merkezi'ne veya elektrikli eşya satan mağazalara teslim edilebiliyor. Aletler parçalanınce neredeyse herbir parçası yeniden kullanılabiliyormuş, onların yalancısıyım.

7. Yağ: Kızartılmış sıvı ve katı yağ atıkları. Soğuduktan sonra orjinal kaplarında biriktirilip Atık Toplama Merkezi'ne götürülebiliyor. İşlendikten sonra biyolojik yakıta dönüştürülüyormuş.

8. Cycle: İkinci el eşya diye çevrilebilir sanırım. Yani tekstil ürünleri hariç, koltuk, beyaz eşya gibi, tekrar kullanılabilir ama elden çıkarılmak istenen türden eşyalar. Bunlar ikinci el eşya merkezi olan De Boemerang'a (www.deboemerang.net) veya Atık toplama Merkezi'ne götürülebiliyor. De Boomerang'ın evden gelip alma hizmeti de var. Bu merkezde toplanan işe yarar eşyalar, gerekiyorsa tamir edilip uygun fiyatlarla satışa çıkarılıyor. Bardak çardak, kıyafet, kitap da varmış dükkanda.

9. Çöp: Geri dönüştürülemeyen atıklar. Bildiğimiz çöp. Kadın ve çocuk pedleri, sigara izmaritleri, ıslak mendiller, sakız gibi şeyler dönüştürülemiyormuş. Müstakil evde yaşayanlar küçük gri kutularda, apartmandakiler restafval denilen her köşebaşında bulunan klasik çöp kutularında biriktiriliyor, sık sık bunlar toplanıyor. Toplananlar Amsterdam Atık Enerji Santrali'nde yakılıyor ve yanma işlemi sırasında enerji üretiliyormuş.

10. Büyük ev eşyaları (Bulky): Buzdolabı, yatak, dolap, yer döşemesi gibi çöp kutusuna sığmayacak türden şeyler. İnşaat atıkları dahil değilmiş. Bunlar yine Atık Toplama Merkezi'ne götürülebiliyor veya belli bir ücret karşılığında belediye ile randevulaşıp onların gelip alması talep edilebiliyor. Herbiri 30 kg'dan ağır olmayacak şekilde parçalanmış/paketlenmiş eşyalar, anlaşılan gün sabah 7:30'dan önce (1 gece önceden değil) evin duvarının dibine bırakılmalıymış.

11. Kimyasal: Temizlik malzemesi, boya, ilaç, pil, ampul gibi patlama ihtimali olan tehlikeli ev atıkları. Belediyeden ücretsiz alınabilen ev kimyasalı atık kutusunda biriktirildikten sonra Atık Toplama Merkezi'ne götürülebiliyor. Tehlikeli oldukları için diğer atıklarla birlikte işlenmemeleri gerekiyormuş.

12. Asbest: Doğada bulunan ve solunması tehlikeli minerallerin bazıları için kullanılan bir terimmiş. Vikipedi'den öğrendiğime göre, badana-sıva gibi şeylerde Anadolu'da hala çok ve bilinçsizce kullanılan önemli derecede kanserojen bir maddeymiş. Bu yüzden Hollanda'da da kişi kendisi asbestten kurtulmak istiyorsa özel izin alması gerekiyormuş. Veya bi güzel paketleyip Atık Toplama Merkezi'ne götürmeliymiş. Paketleme şartları da belirtilmiş. Bir alana boşaltılarak kurtulunuyormuş bundan, henüz geri dönüşümü yapılmıyormuş.

13. Bahçe atığı: Yeşil GFT kutularına sığmayacak kadar çok olan bahçe atıkları da Atık Toplama Merkezi'ne götürülmeliymiş. Veya randevu ayarlanıp evden alınması sağlanabiliyormuş.

14. Yılbaşı ağaçları: Christmas ağaçları, sitedeki takvimde belirtilen günde çöp kutularının yanına bırakılıyormuş. Sonra ne yapıyorlar bunları, bilmiyorum.


Dünyanın başka yerlerinde daha iyi çalışan sistemler olabilir. Burada pek çok eksik var hala. Örneğin insanlar atıkların çoğunu Atık Toplama Merkezi'ne kendileri götürmek zorundalar. O yüzden yağ atıkları biriktirme gibi işlemlerden cayabilirler, üşenebilirler. Tam olarak teşvik edici değil. Sokaklarda durmadan çöp-plastik-cam-tekstil kutuları görmekle, eve gelen bir kağıdı okuyup, üşenmeden internet sitesini kurcalamak arasında elbette gaza gelmek açısından epey fark var. Yine de güzel bir uygulama ve bunca çaba ileride daha iyi bi organizasyona dönüşeceğini gösteriyor. Evde 14 çeşit atığı ayrı ayrı biriktirmek ve bunların öyle çabucak birikmemesi bir yandan güzel bir şey olsa da, bir yandan çöpeve benzemesine sebep olabiliyor. Yine de, her şeye rağmen, fakat ve de lakin, insan bir yerden sonra bir düzen oturtabilir ve alışabilir. 


Kısacası geri dönüşüm "bizim insanımız bilinçsiz ya, kağıt kutusuna çöp atıyor" deyip geçilecek kadar basit bir olay değil. Sarıyer-Reşitpaşa'da yaşarken görmüştüm. Belediye evleri tek tek gezip, kapılarına mavi poşet ve açıklayıcı birer broşür koyduğu zaman, iki haftada bir pazar günleri kapı önlerindeki geri dönüşüm poşetlerinin sayısı birden artmıştı. Ki bu insanların çoğunun çöp kutusu yoktu, sokağa çöpü bir gün önceden çıkartırlardı, kediler çöpleri dağıtırdı, sokaklar leş gibi kokardı. Sokak öyle dardı ki, arabalar zor geçiyordu, kedilerin girmeyeceği bir çöp kutusu yapsalar bile nereye sabitleyebilirlerdi? Gece çöpü çıkarmasınlar da napsınlardı, sabahın 5inde geçen çöp arabasını mı yakalamaya çalışsınlardı? 

İnsanları bilinçsiz diye suçlayıp, Avrupa ülkelerinin temiz sokaklarını ve iyi çalışan sistemlerini "adamlar yapıyo yeaaa" diye övmek yerine, sistemi güzel oturtup, insanları bilgilendirmek lazım. Tabi öncelikle buna niyetli olmak lazım.


Not: Türkiye'deki çöp toplama sistemiyle ilgli daha önce ufak bi şikayette bulunmuşum bu blogta. O yazı için de buradan buyrun.