Kaynak |
Yazının ne yazık ki Ömer L. Akad'ın Lüküs Hayat'ıyla ilgisi yoktur. O'nu niye izlememişim ki hakkaten, izleyeyim. Yine de görselini koyayım dedim, aklımızda kalsın.
Hadi bakalım.
Marie Antoniette'yi izledim.
(Aha, şimdi fark ettim! Queen'i dinliyorum!Tevafuk'a bak...)
Kirsten Dunst'un kraliçeyi oynadığı film. Antonia Fraser'ın romanından uyarlanmış.
Avusturya prensesi Marie, Fransa veliahtıyla evlendirilir. ("Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler" dediği iddia edilen kraliçe)
Film, aşırı gösterişçi, kuralcı Fransız saray gelenekleriyle dalga geçer, lükse düşkün olmalarını göze sokar. Bi taraftan da Marie'nin iç çekişmelerini anlatır. Kızamazsınız, ağız dolusu küfredemezsiniz kadına.
Kaynak |
Eğlenceli, rengarenk bi film. Ama sinir bozucu. İki yönden siniri bozulabilir insanın:
Birincisi, çok rahat bi hayatı olduğu düşünülebilecek bi prensesin mecburiyetleri, evleneceği kişiyi seçememesi, toplumun beklentisi, her hareketinin kontrol edilmesi, kocasının hastalığı yüzünden seks yapamaması ve sonuçta çocuk doğurmamasının faturasının O'na kesilmesi... vs...
İkincisi, içinde yaşadıkları lüks. Asillerin hayatının doğuştan lüks içinde olması ve çok aşırı bi şey yapmadıkları sürece bu lüksün ömür boyu devam edeceğinin garantilenmesi. Saraydan çıkmadan yaşamaları vs. Kralın yöneticiliği becerememesi....
Ben tabi ki ikinciye bozuldum.
Tabi filmde anlatılanların biçoğu kurmaca. Mimikler, yaratılan karakterler... Tarih ne kadar gerçek yazılabilmiş olabilir ki?
Fransa'nın o dönem tarihi hakkında film+vikipedia+ekşisözlük dışında bilgim yok. Doğruluğunu sorgulayamam bu kadarcık bilgiyle. Ama tarihi filmlere, romanlara güvenmiyorum. Yapılan anlaşmalar filan eyvallah da, insanların özel hayatlarının doğruluğuna (günlükleri filan yoksa) şüpheli yaklaşırım hep.
Neyse efenim. Film güzeldi. Tarihin bir bölümü hakkında genel bi bakış açısı veriyor. Ama 1700ler Fransasını anlamak istiyorsanız bu film tabi ki yeterli gelmeyecektir.
Bu kadarcık. Daha kapsamlı bi şey yazmak isterdim, aceleye getirdim. Bu da bana ceza olsun. Öpt bye.
edit: evet sazanım kabul ediyorum. Üstteki resim için Ömer L. Akad demişim, Cemal Reşit Rey in eseri imiş...aceleyle yazdım demiştim, özür sayılır mı? sayılsa ya..