29 Ocak 2013

ÇAĞRI MERKEZİNDE ÇALIŞMAK

bugün günlük hayat telaşında en çok sövdüğümüz insanlardan olan çağrı merkezi çalışanlarından bahsedesim var. geçen gün okuduğum bir habere göre son yıllarda en çok istihdam açığı olan işmiş çağrı merkezi elemanı olmak. lise mezunu, vasıfsız, diksiyonu düzgün her insanın yapabileceği bir iş olmasına rağmen, neden açık olduğuna dair tahminlerim var.

öncelikle şunu söyleyeyim: çağrı merkezinde hiç çalışmadım. ama bir dönem bir firma adına elimdeki telefon listesinden hiç tanımadığım insanları arayıp bi şeyler duyurmaya çalışmışlığım oldu. neyse ki oradaki asıl görevim bu değildi, yani geçici bir işti. bir dönem de mağazada çalıştım. yani bu da demek oluyor ki, 3 boyutlu çağrı merkezi çalışanıydım.

burdan
bu tecrübelerim sayesinde onları az çok anlayabileceğimi sanıyorum.

çağrı merkezi çalışanının yaptığı iş nedir?

bir kurum adına sizinle konuşmak, kampanya varsa onu duyurmak, sizin bir sorununuz varsa onu çözmeye çalışmak, doğru kişilere yönlendirmek.

nasıl çağrı merkezi çalışanı olunur?

net bilgim yok ama tahminimce bir eğitimden geçiyorlardır. eğitimde, firma tanıtımı, sorulma ihtimali yüksek olan sorulara verilecek cevaplar, ses tonu, söylenmemesi ve söylenmesi gereken sözler anlatılıyordur.

peki biz neden sövüyoruz?

1. kullandığımız ürünle ilgili bir sorun için aramışsak ve çözüm bulamamışsak söveriz.

bu durumda şu gelir benim aklıma: firma yönetiminin organizasyon/sistem hatası yüzünden olmuştur aksama. yönetim müşteriden korkar. müşteriyle muhatap olmamak için çalışanı müşterinin karşısına yem olarak sürer.
aslında burda çalışanın yetkin olduğu, verebileceği bir cevap yoktur. "gecikmeden dolayı özür dileriz." diyebilir en fazla. gecikmenin sebebini tam olarak açıklamasına izin verilmez, firmanın adı lekelenmesin diye.


2. hiçbir bağımızın olmadığı bir firmadan kampanya duyurusu için aranmışsak söveriz.

kişisel bilgiler gizlidir. telefon numaramızın nasıl ellerine geçtiğini öğrenmek isteriz. mantıklı bir cevap veremezler, ortaklıklarının olduğu bir firmadan aldıklarını söylerler genelde. firmayı dava etsek kazanırız sanıyorum ama uğraşmak istemeyiz.e burda o an o çalışana kızmamızın da çok anlamı yoktur. "kredi kartı kullanmıyorum, iyi günler" dendiğinde bile "sürekli nakit mi harcıyorsunuz" diye soracak kadar yüzsüz olmalarını bekler iş verenleri onlardan.

böyle bir ortamda çalışan hiçbir çağrı merkezi elemanının yaptığı işle gurur duyduğunu sanmıyorum. ama onların devlet memurundan ya da robottan farksız olmaları istenir. yani her sorulan soruya cevap verememeleri, sadece önlerinde hazır duran kalıp sorulara kalıp cevaplar vermeleri istenir. işverenleri böyle ister. yoksa firmalar rezil olur.

bu nedenle çalışanlar o kadar nefret ederlar ki yaptıkları işten, sık sık işten çıkarlar.
firmalar da bu esnada rezil olur.

keşke bir çağrı merkezi çalışanı duysa bu dediklerimi ve haklı mıyım söylese. jjamessever@gmail.com a da yazabilir hiç kuşkusuz. merak ediyorum işte neden bu işin bu kadar saçma yürüdüğünü, illa ayşe arman mı olmam gerekir öğretmeniz için:)

eğer haklıysam bi uyarıda bulunmak istiyorum:

sevgili kapitalist sistem, titre ve kendine gel, benden söylemesi, senin yolun yol değil.